Hiç şüphesiz, Biz her şeyi kader ile yarattık. (Kamer
Suresi,49)
Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır.
(Kamer Suresi, 52)
Küçük büyük herşey satır satır (yazılı)dır. (Kamer Suresi, 53)
De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan
ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların
ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler.
(Yunus Suresi, 49)
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında
Kur'an'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş
yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş
olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta
(saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir
kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını)
üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene
geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan
öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden
geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir
kader üzerine (buraya) geldin ey Musa." (Taha Suresi, 40)
Allah'ın izni olmaksızın hiç bir nefis için ölmek yoktur. O,
süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona
ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz
şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (Al-i İmran Suresi, 145)
Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu)
indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da,
canları derdine düşmüştü; Alah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara
kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki:
"Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi
içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada
öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine
öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu)
Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için
(yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (Al-i İmran Suresi,
154)
Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı
konulmuş ecel, O'nun Katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz.
(En'am Suresi, 2)
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne
bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.)
(A'raf Suresi, 34)
Biz kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap
olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık. (Hicr Suresi, 4)
Gökte ve yerde gizli olan hiç bir şey yoktur ki, apaçık olan
bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın. (Neml Suresi, 75)
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen
herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı)
olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (Hadid Suresi, 22)
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş)
bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu. (Taha
Suresi, 129)
İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa
düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa
düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu. (Yunus
Suresi, 19)
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize
kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca
Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu
senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını
geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O,
bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107)
"Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt
vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O'na
döndürüleceksiniz." (Hud Suresi, 34)
Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne
alabilir, ne erteleyebilir. (Mü'minun Suresi, 43)
Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait
değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas
Suresi, 68)
... Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. (Ahzap
Suresi, 38)
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah'a ait olmasın.
Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların)
Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan
Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı
yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda
olanı korumaktadır.)" (Hud Suresi, 56)
İnkâr edenler dediler ki: "Kıyamet-saati bize
gelmez." De ki: "Hayır gaybı bilen Rabbime andolsun o muhakkak size
gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'ndan uzak (saklı)
kalmaz. Bundan daha küçük olanı da daha büyük olanı da istisnasız mutlaka
apaçık bir kitapta (yazılı)dır." (Sebe Suresi, 3)
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet
etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, herşeyi
bilendir. (Tegabün Suresi, 11)
Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse
gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir
yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak
üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En'am Suresi, 59)
İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır. (İsra Suresi, 83)
Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
(Mearic Suresi, 19)
Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.
(Mearic Suresi, 20)
İnsanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder, eğer
kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne
isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de.
İşte bu, apaçık bir kayıptır. (Hac Suresi, 11)
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden
birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın,
aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan
(bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap
vardır. (Nur Suresi, 11)
İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan,
pek acelecidir. (İsra Suresi, 11)
Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da
deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)
Her şeyi kader ile yarattık. (Kamer Suresi,49)
Onların işlemiş oldukları herşey kitaplarda (yazılı)dır.
(Kamer Suresi, 52)
Küçük büyük herşey satır satır (yazılı)dır. (Kamer Suresi,
53)
De ki: "Allah'ın dilemesi dışında, kendim için zarardan
ve yarardan (hiç bir şeye) malik değilim. Her ümmetin bir eceli vardır. Onların
ecelleri gelince, artık ne bir saat ertelenebilirler, ne öne alınabilirler.
(Yunus Suresi, 49)
Senin içinde olduğun herhangi bir durum, onun hakkında
Kur'an'dan okuduğun herhangi bir şey ve sizin işlediğiniz herhangi bir iş
yoktur ki, ona (iyice) daldığınızda, biz sizin üzerinizde şahidler durmuş
olmayalım. Yerde ve gökte zerre ağırlığınca hiç bir şey Rabbinden uzakta
(saklı) kalmaz. Bunun daha küçüğü de, daha büyüğü de yoktur ki, apaçık bir
kitapta (kayıtlı) olmasın. (Yunus Suresi, 61)
"Hani kız kardeşin gezinip; "Onu(n bakımını)
üstlenecek birini size haber vereyim mi?" demekteydi. Böylece, seni annene
geri çevirmiş olduk ki, gözü aydın olsun ve hüzne kapılmasın. Sen bir insan
öldürmüştün de, biz seni tasadan kurtarmış ve seni 'esaslı bir denemeden
geçirip-denemiştik.' Medyen halkı arasında da yıllarca kalmıştın, sonra bir
kader üzerine (buraya) geldin ey Musa." (Taha Suresi, 40)
Allah'ın izni olmaksızın hiç bir nefis için ölmek yoktur. O,
süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını) isterse ona
ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz
şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (Al-i İmran Suresi, 145)
Sonra kederin ardından üzerinize bir güvenlik (duygusu)
indirdi, bir uyuklama ki, içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da,
canları derdine düşmüştü; Alah'a karşı haksız yere cahiliye zannıyla zanlara
kapılarak: "Bu işten bize ne var ki?" diyorlardı. De ki:
"Şüphesiz işin tümü Allah'ındır." Onlar, sana açıklamadıkları şeyi
içlerinde gizli tutuyorlar, "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada
öldürülmezdik" diyorlar. De ki: "Evlerinizde olsaydınız da üzerlerine
öldürülmesi yazılmış olanlar, yine devrilecekleri yerlere gidecekti. (Bunu)
Allah, sinelerinizdekini denemek ve kalplerinizde olanı arındırmak için
(yaptı). Allah, sinelerin özünde saklı duranı bilendir. (Al-i İmran Suresi,
154)
Sizi çamurdan yaratan, sonra bir ecel belirleyen O'dur. Adı
konulmuş ecel, O'nun Katındadır. Sonra siz (yine) kuşkuya kapılıyorsunuz.
(En'am Suresi, 2)
Her ümmet için bir ecel vardır. Onların ecelleri gelince, ne bir saat ertelenebilirler ne de öne alınabilirler (tam zamanında çökerler.) (A'raf Suresi, 34)
Biz kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap
olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık. (Hicr Suresi, 4)
Gökte ve yerde gizli olan hiç bir şey yoktur ki, apaçık olan
bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) olmasın. (Neml Suresi, 75)
Yeryüzünde olan ve sizin nefislerinizde meydana gelen
herhangi bir musibet yoktur ki, Biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (yazılı)
olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre pek kolaydır. (Hadid Suresi, 22)
Eğer Rabbinden geçmiş bir söz ve adı konulmuş (belirlenmiş)
bir süre (ecel) olmasaydı muhakkak (yıkım azabı) kaçınılmaz olurdu. (Taha
Suresi, 129)
İnsanlar, tek bir ümmetten başka değildi; sonra anlaşmazlığa
düştüler. Eğer Rabbinden geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, anlaşmazlığa
düştükleri şey konusunda mutlaka aralarında hüküm verilmiş olurdu. (Yunus
Suresi, 19)
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize
kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca
Allah'a tevekkül etmelidirler." (Tevbe Suresi, 51)
Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu
senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını
geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O,
bağışlayandır, esirgeyendir. (Yunus Suresi, 107)
"Eğer Allah sizi azdırmayı dilemişse, ben size öğüt
vermek istesem de, öğüdümün size yararı olmaz. O sizin Rabbinizdir ve O'na
döndürüleceksiniz." (Hud Suresi, 34)
Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne
alabilir, ne erteleyebilir. (Mü'minun Suresi, 43)
Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer; seçim onlara ait
değildir. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir, yücedir. (Kasas
Suresi, 68)
... Allah'ın emri, takdir edilmiş bir kaderdir. (Ahzap
Suresi, 38)
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allah'a ait olmasın.
Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların)
Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır. (Hud Suresi, 6)
"Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan
Allah'a tevekkül ettim. O'nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı
yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda
olanı korumaktadır.)" (Hud Suresi, 56)
İnkâr edenler dediler ki: "Kıyamet-saati bize
gelmez." De ki: "Hayır gaybı bilen Rabbime andolsun o muhakkak size
gelecektir. Göklerde ve yerde zerre ağırlığınca hiçbir şey O'ndan uzak (saklı)
kalmaz. Bundan daha küçük olanı da daha büyük olanı da istisnasız mutlaka
apaçık bir kitapta (yazılı)dır." (Sebe Suresi, 3)
Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet (hiç kimseye) isabet
etmez. Kim Allah'a iman ederse, onun kalbini hidayete yöneltir. Allah, herşeyi
bilendir. (Tegabün Suresi, 11)
Gaybın anahtarları O'nun Katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır. (En'am Suresi, 59)
İnsana bir nimet verdiğimizde sırt çevirir ve yan çizer; ona
bir şer dokunduğu zaman da umutsuzluğa kapılır. (İsra Suresi, 83)
Gerçekten, insan, 'bencil ve haris' olarak yaratıldı.
(Mearic Suresi, 19)
Kendisine bir şer (kötülük) dokunduğu zaman feryadı basar.
(Mearic Suresi, 20)
İnsanlardan kimi, Allah'a bir ucundan ibadet eder, eğer
kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne
isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de.
İşte bu, apaçık bir kayıptır. (Hac Suresi, 11)
Doğrusu, uydurulmuş bir yalanla gelenler, sizin içinizden
birlikte davranan bir topluluktur; siz onu kendiniz için bir şer saymayın,
aksine o sizin için bir hayırdır. Onlardan her bir kişiye kazandığı günahtan
(bir ceza) vardır. Onlardan (iftiranın) büyüğünü yüklenene ise büyük bir azap
vardır. (Nur Suresi, 11)
İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan,
pek acelecidir. (İsra Suresi, 11)
Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da
deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz. (Enbiya Suresi, 35)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder